"İnsan ruhu," der, Rousseau, "farkında olmadan uğraştığı şeylerin seviyesine uyar." İşte uygulamanın içinde olan hukukçu da, bu seviyenin üzerine çıkmasını bilen, yetersiz bir ampirik söylemin kırılganlığı içinde takılıp kalmamak için aşkın sorular sormak zorunluluğu duyan kişiye dönüştürmelidir kendisini. Uygulamacı hukukçuya bu yetiyi metafizik, yani felsefi bilinç sağlar. Bu soruları sorabilmek hukukun değil adaletin peşinde koşmanın erdemini bahşeder kişiye: Onu asla yakalayamayacağını bilse ...