Aynanın önünde esmer, ağır makyajlı, etine dolgun bir kadın gördü. İki kolu bilekten dirseğe burma bilezikle kaplıydı. Bir yandan türkü mırıldanıyor, diğer yandan dudaklarına alev rengi bir ruj sürüyordu. Kadının ruj sürerken nasıl olup da aynı anda türkü söyleyebildiğine şaştı Ezgi. Kabinlerden birinin kapısı açıldı. İçeriden ay parçası gibi bir ergen kız çıktı. Küçük, biçimli ellerini yıkadı. Uzun siyah saçlarını ensesinde bağlayan lastik tokayı çıkarıp bileğine geçirdi. Beline doğru uzanan gü ...