Türkiye’de akademik tarih zamanla içine kapandı. Bugünse kriter fetişizminin pençesinde kıvranıyor. Yeni kuşak tarihçi adayları, akademik kariyerleri için puan toplamanın peşindeler. Nitelik çok az kimsenin derdi olarak kaldı. Kimse kimsenin ne yazdığı ile ilgilenmiyor. Akademi, tez danışmanının tezi okumadığı, jüri üyelerinin adayı danışmanın insafına bıraktığı, "körlerin ve sağırların oyun sahası” oldu. Bütün bunlara rağmen "bârika-yı hakikât müsademe-i efkârdan doğar” düsturuna sahip insanlar ...