Sanatçılar hayal ülkesinin haz ülkesinden gerçeklik ilkesine o acı geçişte kurulan ve gerçek yaşamda ister istemez vazgeçilmiş içgüdüsel doyumların yerine temsilî doyumlar sağlayan bir ülke olduğunu sezmişlerdi. Sanatçı da bir nevrozlu gibi içgüdülerine doyum sağlayamadığı gerçek dünyadan hayal dünyasına çekilmekte ancak nevrozların üstesinden gelemediği bir eylemle sonradan gerisin geri gerçeğe dönerek orada sımsıkı tutunabilmektedir. Sanatçıların yaratıları ve sanat eserlerinin fonksiyonu tıpk ...