“İkisinin mutluluğu sıcak bir hava yaymıştı. Kadın duygulandı; Bese’nin evden çıkıp gittiği geceyi düşündü. Henüz on altı yaşında, hayat dolu bir kızdı. O geceden sonra kızını bir daha da göremedi. Bir ay sonra gelen ölüm haberi, görme umutlarını yok etmişti. Biraz sonra Emine de o evden çıkıp gidecekti. “Kesin yani,” dedi Hasan. “Evet, kesin.” Hasan’ın içi burkuldu. Dağda yaşam zordu; açlık, susuzluk, uykusuz geçen geceler, daha kötüsü ölüm...”