İnsanın güvenlik arzusu, ana rahmini terk edişiyle başlar ve son nefesini verinceye kadar tıpkı sağlık, aşk, onur, gurur gibi oralarda bir yerlerde yaşamına eşlik eder. Aslında bu çıkarım yaşamı ve evreni amaçlar üzerinden okuyan teleoloji felsefesini takip eden tüm aktörler için geçerlidir. Dolayısıyla devletler de güvenlik tutkusunun peşinden giderler.Bu kadar gerçek olmasına rağmen güvenlik olgusu içinde barındırdığı paradokslarla tanımlanma girişimlerine meydan okur. Bu meydan okuyuş uluslar ...