“-Evet duydum efendim! Hem de yüreğimin en derin yerinde, keskin bir hançerin açtığı ve hiçbir zaman iyileşmeyeceği bir yara gibi duydum. Bir daha hiç unutmamacasına duydum Mustafa’nın şehadetini. Şehadeti kutlu olsun. Ne mutlu ona efendim.
-Ona ne mutlu da ya geride kalanlara? Hatice, bana ondan, onu sevdiğinden, onu gelene kadar bekleyeceğinden bahsetmişti. Ben şimdi Hatice’ye, Mustafa’nın gelmeyeceği, gelemeyeceği haberini nasıl vereceğim Muhammed Çavuş, nasıl?
Bu sorunun cevabını o ...