Allah gözlerini yeryüzüne çevirdi mi, ilkin Deveçıkmaz Yokuşu’nu görür. Deveçıkmaz büyür büyür, kent kadar olur; sonra yine alabildiğine –hem bu kez yırtınırcasına– büyür, dünya kadar olur. Deveçıkmaz, öyle ahım şahım bir yokuş da değildir. Biraz kamburca, paket taşlı, iki yanı eski zaman evleriyle sıralı, kaldırımsız... Denize varmadan, yokuşun sonunu bir ucundan tramvay yolu keser. Tramvay yolundan kurtulur kurtulmaz, denize yine çıkamaz. Geçkin, Osmanlı’dan kalma yalılar, bir de ‘Rızabey Aile ...