«Ölüm var!.. Ölüm var!.. Ölüm var!..»
Kolumuzdaki, duvarımızdaki, masamızdaki saatler, hep böyle der. Onlar her saniye bu dili konuşur durur.
Bu sözler hoşumuza gitmediği için, biz saatlerin «Tik tak, tik tak, tik tak» diye ses çıkardığına kendimizi inandırmışız. Hatta bu acı sözler sinirimizi bozduğu için, sesi soluğu çıkmayan elektronik saatler bile îcâd etmişiz.
Ne yaparsak yapalım, gerçeğin dili olan saatler, tıpkı ağaç kurtları gibi, ömür ağacımızı durmadan kemirir. Ağaran sa ...