Cüneyt Dal, neredeyse her köşe başında hayatı doludizgin yaşamayı öğütleyenlerin karşısında durarak, sıradan insan hikâyelerine eğiliyor ve iyiden iyiye silinmeye yüz tutmuş insanların sesini dinlemenin, birbirimizi anlamamızda yardımcı olabilecek önemli bir anahtar olduğunu, kendisine has bir üslupla öyküleştiriyor. Iskalamak, gözden kaçırmak, görmezden gelmek, önemsememek gibi eylemlerle sık sık düşmekte olanlara, "başka dünyalar da mümkün" tezini sunmaya çalışıyor. Bu öykülerde hayata, insana ...