Bir zamanlar tasasızca uçan bir martı vardı gölün etrafında. Öyle özgürdü ki kanatlarının altına serilen dünyayı sadece kendine ait sanırdı. Ama bir gün bir adam çıktı karşısına, sebepsizce kırdı kanatlarını, doldurdu içini samanla. Ömrünü boşa geçiren bir adamın serzenişiydi bu; çektiği ahların, mutsuzluğunun, bir türlü kendi sesini bulamayışının, zamana ve insanlara yenik düşüşünün kaçınılmaz sonuydu. Üstelik âşıktı da ama aşk bile yarasına merhem olmamış, yalnızca ızdırap vermişti ruhuna. Oys ...