“Bu kasabanın, bu çevre köylerin tüm adamı bu işten ekmek yer. Kaçakçılık yapmasın da n’apsın? Ekilecek toprağı mı var? Hepsini almış hükümet, sınır demiş, döşemiş mayını. Tarlalar mayın altında... Zeytinlikler mayın deryasında yüzüyor. Babam ki, bu işte en ehildi, kokusundan anlardı mayını, rüzgârı dinler, candarmayı bilirdi. N’oldu? Karşı gelemedi yazgısına. Bir gece, sabaha karşı adamın yarısını getirdiler eve. Bitmişti. Başına toplaştık, işaretle dayımı istetti, bizi çıkarttırdı odadan. Dayı ...