İnsan hayatının mekânda tecessüm etmiş hali olarak medine/şehir, kendine özgü medeniyet tasavvurunu oluşturabilme yolunda kadim bilgi kaynaklarından devşirilen ve derin tefekkür aşamalarına tabi tutulan rafine bir zihniyete ihtiyaç duyar. Bu zihniyetin gerek insan tutum ve davranışlarında gerekse eşyaya ve olgulara sirayet etmiş müesses bir nizamda kendisini gösterebilmesi ancak sağlam bir iradeye ve müdrik bir şuura sahip insanla mümkün olur. Salt içgüdüsel davranışlarla yahut mekanik oluşumlar ...