Sıra bana geldiğinde kontuara yaklaşıyorum. Memure saçlarını bir türbanla gizlemiş. Türban, açık tenli yüzünü daha da belirginleştiriyor. Benden on yaş küçük olmalı. Gülümseyerek, “Ölüm bildirimi için mi?” diye soruyor.
Olumlu anlamda başımı sallıyorum. Merhumun belgelerini soruyor. Bende olmadıklarını söylüyorum. “Doğum tarihini, adını-soyadını alayım.” Adımı söylüyorum. Doğum tarihlerinden hangisi gerçek unuttum.
“Bilmiyorum, hanımefendi.
— Peki ama merhum s ...