Devletlerin kimliklerini tanımlayış biçimleri doğrultusunda ulusal çıkarlarını da tanımladıkları görülmektedir. Bu kapsamda 1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi'nin ardından İran, Şiilik ile Fars kimliğini sentezleyen İranlılık olgusunu dış politikasının merkezine oturtmuştur. Bu durum, İran dış politikasında iki farklı imparatorluk vizyonunu beraberinde getirmiştir. Nitekim Tahran hem Şii-İslam Dünyası'nın siyasi ve dini kıblesi olmak istemekte hem de Fars Dünyası'nın büyük abisi olarak konum ...