“Nihayet, ihtiyarlık, yani ikinci çocukluk geliyor, vücut kuvvetten düşüyor; damarlar sertleşiyor, fikirler titriyor, bulanıyor. İşte o zaman gökyüzü bizi tekrar kendine doğru çekmeye, kulağımıza gizli seslerini duyurmaya ve ezelî masalıyla, vehimleriyle, boş ümitleriyle bizi büyük uykuya hazırlamaya başlıyor.”
Reşat Nuri Güntekin, Gökyüzü’nde bir devrin muhasebesini yapıyor. Geçmişiyle hesaplaşmaya giren bir aydının “titreyen fikirlerini” masaya yatırıyor. Osmanlı’nın son yıllarından ...