Birinci Dünya Savaşı yıllarında, bir paşanın bir oğlu Tayfur, garip bir meraka düşer: Oradan buradan, izbelerden mezarlıklardan topladığı kemiklerle bir iskelet çatmak ve bunu konağında sergilemek. Sonunda dediğini yapar da. İskeleti eksiksiz biçimde çatar ve bir namus bekçisi olarak evinin baş salonuna yerleştirir. Artık konağın namusu iskelet hazretlerinden sorulmaktadır. Peki kanunların, şeriatların, âdetlerin, geleneklerin, polisin, jandarmanın türlü korkutmalara, yıldırmalara, hapislere, ce ...