Bir eş ve baba olan Bay Salomonsohn’un hiddet duyduğu her şey, zaman içerisinde artık ona acı vermeyi bırakır. Ailesinin içindeki varlığı kendi deyimiyle bir hayalete dönüşür. Böylelikle başlar insanlara ve kendine karşı duyduğu yabancılaşma ve yüreğinin ölüme giden yolculuğu... “Bir yüreğin adamakıllı sarsılabilmesi için her zaman kaderin güçlü bir tokadı ya da her şeyi sert bir şekilde söküp atan kaba kuvveti gerekmez; hatta gelişigüzel bir sebeple yıkımı yaratmak, onun ele avuca sığmaz şekil ...