Arnavutluk’tan devşirilerek İstanbul’a getirilmiş bir gencin hikâyesi bu. Adına Yahyâ denilen ancak taşlık bir yerden geldiğini söylediği için hafızalara Taşlıcalı Yahyâ olarak kazınan bu genç, on altıncı yüzyılda pek çok şairin arasından sıyrılıp ismini bugüne taşıyabilecek derinlikte şiirler kaleme almıştır. Bu şiirleri topladığı Divan’ı onun çok yönlü kimliğine ışık tutmaktadır. Katıldığı askerî seferleri uzun uzun anlatan ve şiirlerini epik bir mahiyete büründüren şair, savaş ortamındaki sev ...