Geçmişte bir sanatçının itibarı, onun gerçek dünyayı sadık bir şekilde tuval veya kağıt üzerine aktarmasıyla doğrudan ilgiliydi. Bir portrenin modele tam olarak benzemesi, bir manzara resminin ise manzaranın tüm ayrıntılarını içermesi beklenirdi. Ancak fotoğrafçılığın sahneye çıkmasından itibaren pek çok sanatçı "gerçeğe benzeyen" resimler yapmaktan vazgeçip, ele aldıkları konulardaki duygu durumlarını ifade etme yollarını aramaya başladı. Artık basit bir çizgi, önceki sanatçıların itinayla yapt ...