Önce bir fırtına koptu, sonra ise barut ile birleşen alevlerden oluşan bir ateşin izi bizi yaktı. Ardından ise ellerine bıçak almış o kişilerin, damarlarımızın içindeki o kırmızı sıvıyı nasıl çıkardığını bize tek tek anlattılar.
Acı içimize sinmedi, acı ruhumuzu oluşturan tek şeydi. Bunun için bir doğum değil, bir ölüm doğumu gerekiyordu.
Sonra ise toprağın binlerce altından bir çiçek fidanı çıktığını sandık. Ellerimizi üzerine koyduk çünkü külden bir toprağın içinden çiçek çıkabile ...