Altan'ın ışıl ışıl, beyaz beyaz dişleri bir göründü mü, güneşe çıkardı duvarlar, dolaplar ve masa... Çekik gözlerinin delici bakışlarında pişerdi yumurta, öyle yakıcıydı... Sesini duyunca, diklenirdi mutfak penceresinin önündeki sardunyalar. Bir küçücük dokunuşunu gözlerdi tezgâhlar. Bir başka çıkardı tabağa çarpan çatalın sesi burada. Şimdi sessizliğin sesi hâkimdi dört bir yanına bu yerin. Hâlâ böyleydi. İki aydır böyleydi...
* * *
İkisi de göremiyordu, gözyaşları tutmuş ...